TÜRK KAHVESİ HAKKINDA
Türk kahvesi, zengin ve yoğun tadı, gösterişli köpüğü, sıcak sohbet ve sosyal ritüellerin vazgeçilmezi olması gibi özellikleriyle tüm dünyada çok ünlüdür. Çoğu insan Türk kahvesi hakkında en az bir hikaye duymuştur, bazıları da bu hikayelerin benzerlerini yaşamıştır. İşte şimdi Türk kahvesi ve kahve kültürü hakkında biraz daha bilgi sahibi olma zamanı!
Türk Kahvesi Nedir?
Türk kahvesi, çok ince çekilmiş kahve çekirdeklerinin soğuk suda, mümkünse köz üzerinde veya ocakta düşük ısıda kaynama noktasına kadar yavaş yavaş ısıtılmasıyla yapılan geleneksel bir kahvedir. Türk kahvesi uzun yıllar boyunca bakır cezvelerde yapılmıştır. Ancak son zamanlarda Türk kahvesinin geleneksel lezzetini ve dokusunu yakalayabilen elektrikli cezveler ve otomatik Türk kahvesi makineleri geliştirilmiştir.
Dünyada suyun kahveyle buluşma şekline göre farklılaşan dört kahve yapma yöntemi vardır. Bu dört yöntemi daha önce yayınladığımız blogda ayrıntılı bir şekilde açıklamıştık. Türk kahvesi bu dört yöntemden biri olan kaynatma yöntemiyle yapılır. Bu yöntemi adlandırmak için kaynatma kelimesi kullanılsa da aslında Türk kahvesi yapılırken suyun tam kaynaması istenmez çünkü kaynama sıcaklığı kahve çekirdeklerindeki acı asitlerin kahveye salınmasına neden olur. Bu nedenle Türk kahvesinin nasıl demlendiğini açıklamak için “kaynatma” değil “kaynamaya çok yakın bir noktaya kadar ısıtma” daha doğru bir tabir olacaktır.
Kaynatarak kahve yapmak, dünyadaki en eski kahve demleme yöntemidir. Aslına, kahve yapmak için filtreler, moka kapları, French press vb. gibi bazı sofistike cihazların geliştirildiği 1800'lerin sonlarına kadar kaynatma yöntemi tek kahve yapma yöntemiydi.
Türk kahvesi yapılırken ince öğütülmüş kahve soğuk suya eklenir ve bu karışım yavaş yavaş ısıtılır. Bu yavaş ısıtma işlemi, kahve çekirdeklerinin, aromatik yağlar da dahil olmak üzere, tüm doğal aromaları suya bırakmasını sağlar. Bu diğer kahve demleme yöntemlerinde çoğunlukla olmayan bir durumdur. Kahve telvesindeki aromatik yağların salınması 205°F (96°C)'de mümkün olduğundan Türk kahvesi bu noktaya kadar ısıtılmalıdır. Ancak yukarıda bahsedildiği gibi acı asitlerin kahvenin içinde çözülmesini önlemek için karışım kaynatılmamalıdır.
Türk kahvesinin yapılış yöntemi , kıvamı yoğun ve lezzeti çok zengin bir kahve ortaya çıkarır. Yağlı yapısından dolayı doygunluk hissi verir. Türk kahvesi demlendikten sonra süzülmez, bu nedenle kahve telvesi fincanın dibinde toplanır. Normalde dipte bulunan telvelerin tüketilmesi beklenmez ancak bazı kahve tiryakileri, kahveyi bitirdikten sonra telvesini de yerler. Bu arada Türk kahvesi ilk yapıldığında çok sıcak olduğu için içmeden önce yeterince soğuması için bir süre beklemek gerekir.
Türk Kahvesi Yapımında Kullanılan Kahve Çekirdekleri
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ilk olarak Etiyopya, daha sonra Yemen'den gelen kahve çekirdekleri Türk kahvesi yapımında kullanılmıştır. Ancak günümüzde ağırlıklı olarak Orta ve Güney Amerika'dan gelen arabica kahve çekirdekleri kullanılmaktadır. Sert kahve sevenler ise arabica ve robusta karışımı kahve tercih ederler.
Farklı ülkelerde kahve çekirdekleri, farklı kahve tatları verir. Etiyopya kahve çekirdekleri meyve ve çiçek aromalıdırı, daha yumuşak bir Türk kahvesi deneyimi yaşatırlar. Yemen kahve çekirdekleri ise çikolata ve baharat aromalıdır ve kahveye yoğun bir kıvam ve güçlü bir tat verir. Kolombiya kahve çekirdekleri ise son derece yumuşak, pürüzsüz ve içimi kolay bir kahve deneyimi sunar.
Kahve çekirdekleri Türk kahvesi yapmak için orta veya koyu kıvamda kavrulur ve daha sonra espressodan çok daha ince bir şekilde öğütülür. Türk kahvesi toz gibi ince öğütülmelidir. Kahve öğütme boyutu yeterince iyi değilse, kahve tanecikleri suyun içinde batmaz, içinde yüzerler, bu da kahve deneyimini mahveder. Ayrıca yeterince ince öğütülmemiş kahve ile yapılan kahvenin üzerinde köpük de oluşmaz.
Kahvenizi hazır öğütülmüş kahveyle yapmak yerine taze öğüterek yapmayı tercih ediyorsanız, Türk kahvesi öğütmek için geliştirilmiş bir kahve değirmeni almalısınız. Piyasada bulunan standart kahve öğütücüleri kahveyi Türk kahvesi yapacak incelikte öğütemeyecektir.
Türk Kahvesi Nasıl Saklanır ve Taze Tutulur?
Kahvenin tazeliğini korumak için ısı, ışık ve nem önemli faktörlerdir. Bu üç etken, yani kahve çekirdeklerinin ısı, ışık ve/veya neme maruz kalması, kahvenin çabuk bozulmasına ve bayatlayarak tadını kaybetmesine neden olur. Bayat kahve çekirdeklerindeki oksitleyici yağ asitleri, Türk kahvesinin köpürmemesine ve tadının oldukça acı olmasına neden olur.
İşte Türk kahvesini taze tutmanız için bazı öneriler:
Kahveyi bütün çekirdek olarak alın ve mümkünse kullanmadan hemen önce gerekli miktarda öğütün. Bu, mükemmel kahve deneyimini sağlar ama günlük hayatta çok pratik değildir.
Türk kahvesini kısa sürede tüketmek için küçük miktarlarda ve küçük paketler halinde alın. Bu, yukarıda bahsedilen her demlemeden önce kahve öğütmenin pratik alternatifidir.
Çekilmiş Türk kahvesini veya bütün çekirdekleri orijinal ambalajını açar açmaz hava geçirmez bir kaba aktarın. En iyi koruma için kahve kabı camdan yapılmalıdır.
Kaptaki kahvenin hava, nem, ısı ve ışık kaynakları ile temas etmemesine dikkat edin.
Kahvenin tazeliğini kaybetmesine neden olacaklarından metal veya plastik kahve ölçü kaşıklarını kahve saklama kabında bırakmayın.
Türk Kahvesinin Kökeni
Kahvenin ilk olarak 14. yüzyılda Etiyopya'da yapıldığı ve 16. yüzyılda İstanbul'da da yapılmaya başlandığı bilinmektedir. Kahvenin Osmanlı topraklarında nasıl geldiğine dair iki farklı hikaye vardır. Bu hikayelere göre, ya iki Suriyeli tüccar, kahve çekirdeklerini ticari amaçla İstanbul'a getirmiştir ya da o zamanki Yemen valisi Özdemir Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman'a kahve çekirdeklerini hediye etmiştir.
Ancak hangi hikaye doğru olursa olsun bilinen gerçek şudur ki, kahve ilk olarak Osmanlı Sarayı'nda pişirilmeye başlanmıştır. Kahve saray mutfaklarında bakır kaplarda köz üzerinde yavaş yavaş demlenirdi. Genellikle su ve lokumla, bazen de zamanın şekerli içeceği şerbetle servis edilirdi.
17. yüzyıldan itibaren Türk kahvesi resmi törenlerin önemli bir figürü haline geldi ve halk tarafından da tüketilmeye başlandı. Bu yüzyıldan itibaren özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı bölgelerinden Avrupa'ya giden tüccarlar ve Avrupalı bazıl temsilciler tarafından Avrupa'nın büyük şehirlerinde açılan kahvehaneler aracılığıyla kahve Avrupa'ya da yayıldı.
Türk Kahvehanesi
İlk Türk kahvehanesi 1555'te Tahtakale'de açıldı ve böylece halk da kahveyle tanıştı. Daha sonra Türk kahvesi, entelektüel konuları tartışmak, şiir okumak, satranç veya tavla oynamak için kahvehanelerde toplanan insanların standart içeceği haline geldi. Böylece Türk kahvesi sosyal hayatın ve kültürün ayrılmaz bir parçası oldu.
Türk kahvesi ilk olarak Osmanlı sarayında içilmeye başlanmış, Türk kahvesi kültürü ve gelenekleri ise İstanbul'daki kahvehanelerinde oluşmuştur. Daha sonra Avrupalı temsilciler ve tüccarlar Türk kahvesini Avrupa'ya tanıtmıştır. Avrupa'da ilk kahvehane 1645'te Venedik'te, sonrasında Malta, Paris ve Londra'da açılmıştır.
Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği
Türk kahvesi sosyal hayatın geleneksel bir unsurudur. Evlilik törenlerinin bir parçası, misafirperverlik ve dostluğun sembolüdür. İnsanlar birbirlerini bir fincan kahve içmeye davet eder ve kahve içerken sıcak, samimi shobetler ederler. Türk kahvesi bazı kişiler tarafından geleceği haber vermek için de kullanılır. Kahve, edebiyatta ve türkülerde önemli bir yere sahiptir. Türk dilinde toplumdaki kahve kültürünü yansıtan pek çok atasözü ve deyim bulunmaktadır. Aşağıda en iyi bilinen iki örnek verilmiştir:
““Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.”
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane; gönül sohbet ister, kahve bahane.”
Türk kahvesi kültürü ve geleneği, kendine özgü demleme yöntemi ve sosyal hayattaki önemli rolü ile 2013 yılında UNESCO'nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine girmiştir.
Türk Kahvesinin Özellikleri
Türk kahvesi yapım sürecinin kendine özgü, diğer kahve yapma yöntemlerinden farklı üç temel özelliği vardır:
Kahve çekirdekleri son derece ince öğütülür.
Demleme bir ısı kaynağının üzerinde yapılır ve demleme süresi daha uzundur.
Süzülmez.
Türk kahvesini diğer kahvelerden ve espressodan farklı kılan özellikler aşağıda sıralanmıştır:
Türk kahvesi, kahve tadının ağızda daha uzun süre kalmasına neden olan kalın bir dokuya ve köpüğe sahiptir. Diğer kahvelere göre daha yoğun, daha yumuşak ve daha lezzetlidir.
Türk kahvesi ince porselenden yapılmış küçük fincanlarda servis edilir. Fincanlar ince kulpludur. Hem fincanın kulplu olması hem de kahvenin üzerindeki kalın köpük kahveyi daha uzun süre sıcak tutar.
Kahve telvesi süzülmediği için kahve fincana konulduktan sonra dahi demlenme devam eder.
Kaynama noktasına çok yakın bir sıcaklıkta uzun süre demlendiğinden ve kahve çekirdekleri çok ince öğütüldüğünden kahve çekirdeklerindeki tüm aromalar suda çözünür ve bu da Türk kahvesinin tadının diğer kahvelere çok daha zengin olmasını sağlar.
Türk kahvesi, zihinsel ve atletik performansı artırabilecek dengeli bir kafein seviyesine sahiptir.
Yağlı yapısından dolayı tokluk hissi verir, bu nedenle açlık hissini yenmeye yardımcı olur.
Türk Kahvesinin Faydaları
Türk kahvesi, lezzetli tadı ve kalın dokusu ile sadece harika bir damak deneyimi sunmakla kalmaz, aynı zamanda bir veya iki fincan kahveyi günlük rutininize dahil etmenizi gerektirecek kadar da sağlığa faydalıdır:
Konsantre kafein seviyesi, sabahları uyanmak ve ayılmak için harika bir takviyedir.
Zihinsel performansı artırır ve gün boyunca uyanık ve zihni açık kalmaya yardımcı olur.
Düzenli olarak Türk kahvesi içmek zihinsel performansı iyileştirmenin yanı sıra felç ve bunama riskini de azaltır.
Bir antioksidan olduğu için bağışıklık sistemini destekler, kanser ve karaciğer hastalıkları gibi sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca bağırsak hareketlerini düzenlemeye yardımcı olur.
Türk kahvesi, vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olan, enfeksiyonlara karşı koruyan ve genel olarak kalp sağlığını destekleyen diterpenoidler gibi güçlü bileşikler içerir.
Türk kahvesi içildikten sonra tokluk hissi verir ve açlık hissinin üstesinden gelmeye yardımcı olur. Bu nedenle, kilo verme diyeti yapılırken çok büyük bir destekçidir. Ayrıca yağların daha hızlı yakılmasına yardımcı olur ve metabolizma hızını artırır.
Kafein seviyesi sayesinde atletik performansı artırır.
Kahve telvesi cilde çok faydalıdır ve doğrudan cilde uygulandığında cildi yumuşak ve pürüzsüz hale getirir.
Yorumlar